Anxious vs. Nervous: İngilizce'de İki Benzer Kelimenin Farkı

İngilizce öğrenen gençler için sıklıkla karıştırılan iki kelime olan "anxious" ve "nervous" arasındaki farkı açıklayalım. Her iki kelime de endişe ve kaygı duygusunu ifade etse de, vurguladıkları nokta farklıdır. "Nervous" genellikle belirli bir durum veya olay öncesinde hissedilen, kontrol edilemeyen bir gerginlik ve heyecanı anlatır. "Anxious" ise daha genel bir endişe ve kaygı duygusunu, genellikle gelecekle ilgili belirsizlikler veya olumsuz olasılıklar hakkında endişelenmeyi ifade eder. Bir diğer deyişle, "nervous" daha çok kısa süreli, belirli bir olaya bağlı bir duygu iken, "anxious" uzun süreli ve daha yaygın bir endişe halidir.

Örnek cümleler:

  • Nervous: "I'm nervous about my exam tomorrow." (Yarınki sınavım için çok heyecanlıyım/gerginim.)

  • Anxious: "I've been anxious about my future for months." (Aylardır geleceğim hakkında endişeliyim.)

  • Nervous: "She felt nervous giving a presentation in front of so many people." (O kadar çok insanın önünde sunum yapmak onu gergin hissettirdi.)

  • Anxious: "He's anxious that he might lose his job." (İşini kaybedebileceği konusunda endişeli.)

  • Nervous: "The cat was nervous when the dog barked." (Köpek havladığında kedi gerginleşti.)

  • Anxious: "She's anxious about her child's health." (Çocuğunun sağlığı konusunda endişeli.)

Görüldüğü gibi, "nervous" belirli bir durumdan kaynaklanan kısa süreli bir gerginliği, "anxious" ise daha uzun süreli ve yaygın bir endişeyi ifade eder. İki kelimenin de kullanımı bağlama bağlı olarak değişebilir, ancak yukarıdaki açıklamalar size genel bir fikir verecektir. Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations