İngilizce "believe" ve "trust" kelimeleri, Türkçe'de genellikle "inanmak" veya "güvenmek" olarak çevrildiği için öğrencileri sık sık karıştırabilir. Ancak aralarında ince de olsa önemli bir fark var. "Believe" daha çok bir şeye veya birine inanmak, bir fikrin veya durumun doğru olduğuna kanaat getirmek anlamına gelirken, "trust" ise birine güvenmek, ona güvenilir olduğunu düşünmek ve ona güvenerek hareket etmek anlamına gelir. "Believe" daha çok zihinsel bir inanç vurgularken, "trust" güven duygusunu ve bunun davranışlara yansımasını içerir.
Örneğin, "I believe the earth is round." cümlesi "Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyorum." anlamına gelir. Bu cümlede, dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğine inanılıyor, ancak bu inancın bir kişiye güvenmek ile hiçbir ilgisi yoktur. Aynı şekilde, "I believe in ghosts." cümlesi "Hayaletlere inanıyorum." anlamına gelir ve yine bir varlığın gerçekliğine inanmayı ifade eder.
Diğer taraftan, "I trust my friend." cümlesi "Arkadaşıma güveniyorum." anlamına gelir. Bu cümlede, arkadaşınıza güvendiğiniz, ona sırlarınızı anlatabileceğiniz, yardım isteyebileceğiniz ve size yardımcı olacağına inandığınız vurgulanır. Bu, sadece zihinsel bir inanç değil, aynı zamanda bir eylem ve ilişki içerir. Benzer şekilde, "I trust him with my car." cümlesi "Arabamı ona emanet ediyorum." veya "Ona arabamı emanet etmeye güveniyorum." anlamına gelir ve bu da bir güven duygusunun pratikteki yansımasıdır.
Bir başka örnek olarak da; "I believe he will succeed." (Ona başarılı olacağına inanıyorum.) cümlesi onun yeteneklerine duyulan bir inancı anlatırken; "I trust him to succeed." (Başaracağına güveniyorum.) cümlesi ise onun yeteneğine duyulan güvenin yanı sıra, onun başarılı olmasına olanak sağlayacak davranışlarda bulunacağına duyulan bir güveni de ifade eder.
Happy learning!