Convenient vs. Suitable: İngilizce'de İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce öğrenirken sıklıkla karşılaştığımız ve anlamları birbirine yakın gibi görünse de aslında farklı kullanımlara sahip iki kelime "convenient" ve "suitable" kelimeleridir. "Convenient", bir şeyin kolay, rahat ve pratik olmasına vurgu yaparken, "suitable", bir şeyin bir amaca veya duruma uygun olmasına odaklanır. Başka bir deyişle, "convenient" daha çok kolaylığı, "suitable" ise uygunluğu ifade eder.

"Convenient" genellikle zaman, yer veya kullanım kolaylığı ile ilgilidir. Örneğin, "The shop is convenient for me because it's near my house" cümlesi, mağazanın eve yakınlığı sebebiyle kişinin hayatını kolaylaştırdığını belirtir. Türkçeye "Mağaza, eve yakın olduğu için benim için çok uygun/elverişli" şeklinde çevrilebilir. Bir başka örnek ise; "It's convenient to pay online" cümlesidir ki, bu da online ödemenin kolay ve pratik olduğunu ifade eder: "Online ödeme yapmak çok kolay/uygun."

"Suitable", ise bir şeyin bir durum, kişi veya amaca uygun olup olmadığıyla ilgilidir. Örneğin, "This dress is suitable for a wedding" cümlesi, elbisenin bir düğüne uygun olduğunu belirtir. Türkçeye "Bu elbise bir düğün için uygun" şeklinde çevrilebilir. Ya da "He's not suitable for the job" cümlesi, kişinin o işe uygun olmadığını belirtir: "O iş için uygun değil."

İşte birkaç örnek daha:

  • Convenient: "The bus stop is conveniently located near the station." (Otobüs durağı, istasyonun yakınında elverişli bir konumda.)
  • Suitable: "The weather wasn't suitable for a picnic." (Hava piknik için uygun değildi.)
  • Convenient: "This time is convenient for me to meet." (Bu saat benim için buluşmak için uygundur/elverişlidir.)
  • Suitable: "That colour is not suitable for your skin tone." (O renk ten renginize uygun değil.)

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations