İngilizce'de sık sık karıştırılan iki kelime olan "courage" ve "bravery" aslında ince de olsa farklı anlamlara sahiptir. "Courage" genellikle korku veya tehlikeye rağmen harekete geçme cesaretini, içsel bir gücü ifade ederken, "bravery" daha çok fiziksel cesaret ve kahramanlık anlamına gelir. "Courage" daha içsel, duygusal bir cesaret vurgularken, "bravery" dışa dönük, eyleme dayalı bir cesarettir. Bu farkı örneklerle daha iyi anlayabiliriz.

Örneğin, "She showed great courage in facing her fears." cümlesi, bir kişinin korkularıyla yüzleşmedeki içsel gücünü, cesaretini vurgular. Türkçe karşılığı "Korkularıyla yüzleşirken büyük bir cesaret gösterdi." olur. Bu cümlede fiziksel bir tehlike olmayabilir, ancak kişi içsel bir mücadele veriyor ve bunu aşmak için cesaret gösteriyor.

"He showed bravery in the face of danger." cümlesi ise fiziksel bir tehlikeye karşı gösterilen cesareti anlatır. Türkçe karşılığı "Tehlike karşısında cesaret gösterdi." veya "Tehlike karşısında kahramanlık gösterdi." olabilir. Bu örnekte, kişi fiziksel bir tehdit altında cesurca hareket etmiştir.

Başka bir örnek olarak; "It takes courage to admit your mistakes." cümlesi, hatalarını kabul etmenin cesaret gerektirdiğini anlatır. Türkçe karşılığı "Hatalarını kabul etmek cesaret ister." şeklindedir. Burada fiziksel bir tehlike söz konusu değil, ancak kişinin kendine karşı dürüst olmak için içsel bir cesarete ihtiyacı vardır.

"The firefighters displayed incredible bravery rescuing people from the burning building." cümlesi ise, itfaiyecilerin yanan binadan insanları kurtarmadaki fiziksel cesaretini ve kahramanlığını anlatmaktadır. Türkçe karşılığı "İtfaiyeciler yanan binadan insanları kurtarırken inanılmaz bir cesaret gösterdiler." olur.

"Courage" genellikle uzun süreli bir mücadeleyi, direnci ifade ederken "bravery" daha çok anlık, cesur bir eylemi tanımlar. Bu ince ayrımı yakalamak, İngilizce kullanımınızı geliştirmenize yardımcı olacaktır.

Happy learning!