İngilizce öğrenirken sık sık karşılaştığımız ve anlamları birbirine çok yakın gibi görünen iki fiil vardır: "create" ve "make". Ancak, aralarında ince de olsa önemli bir fark vardır. "Make" genellikle somut şeyleri üretmek veya yapmak için kullanılırken, "create" daha çok soyut kavramları, yeni fikirleri veya özgün eserleri ortaya çıkarmak anlamına gelir. Başka bir deyişle, "make" bir şeyin fiziksel olarak üretilmesiyle ilgiliyken, "create" daha çok bir şeyin ortaya çıkarılması, icat edilmesi veya oluşturulmasıyla ilgilidir.
İşte birkaç örnek:
- Make: "She made a cake." (O bir pasta yaptı.) Burada somut bir nesne olan pasta, fiziksel bir eylem sonucu üretilmiştir.
- Create: "He created a beautiful painting." (O güzel bir resim yarattı.) Burada ise, sanatçının özgün bir eser ortaya koyması, yani soyut bir kavramı somutlaştırması söz konusudur. Resim fiziksel olarak mevcuttur ama esas vurgu yaratıcı süreçtedir.
Bir başka örnek:
- Make: "I made a list of things to do." (Yapılacaklar listesini hazırladım.) Liste fiziksel bir nesnedir (kağıt üzerinde veya dijital ortamda).
- Create: "The writer created a fascinating character." (Yazar büyüleyici bir karakter yarattı.) Karakter soyut bir kavramdır, yazarın hayal gücünün ürünüdür.
Şimdi daha karmaşık bir örneğe bakalım:
- Make: "They made a decision." (Onlar bir karar verdiler.) Karar soyut bir kavram gibi görünse de, bu örnekte "make" kullanımı, bir karar verme eyleminin sonuçlanması anlamındadır.
- Create: "The composer created a symphony." (Besteci bir senfoni yarattı.) Burada ise, bestecinin özgün bir müzik eseri ortaya koyması, yani soyut bir müzikal kavramı somut bir forma dönüştürmesi söz konusudur.
Ancak, her zaman net bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir. Bazı durumlarda, her iki fiil de kullanılabilir, ancak anlamda ince bir fark olacaktır. Örneğin, "create a mess" (bir karmaşa yaratmak) ve "make a mess" (bir karmaşa yapmak) ikisi de kullanılabilir ve hemen hemen aynı anlama gelir.
Happy learning!