İngilizce'de "decrease" ve "reduce" kelimeleri sıklıkla karıştırılıyor çünkü her ikisi de "azaltmak" anlamına geliyor. Ancak aralarında ince bir fark var. "Decrease" genellikle miktarda veya sayıda kendiliğinden veya doğal bir azalmayı ifade ederken, "reduce" genellikle kasıtlı bir azaltmayı, bir müdahale sonucu oluşan azalmayı anlatır. "Decrease" daha çok nesnel bir durum, "reduce" ise daha çok öznel bir eylemdir diyebiliriz.

Örneğin, "The population of the town decreased." cümlesinde kasıtlı bir müdahale yok; nüfusun kendiliğinden azaldığı belirtiliyor. (Kasaba nüfusu azaldı.) Bunun aksine, "We reduced the amount of sugar in the recipe." cümlesinde şeker miktarını kasıtlı olarak azalttığımız açıkça görülüyor. (Tarifteki şeker miktarını azalttık.)

Başka bir örnek verecek olursak, "The number of accidents decreased significantly after the speed limit was lowered." cümlesinde hız sınırının düşürülmesiyle kaza sayısının azalması arasında bir ilişki kuruluyor, ancak kaza sayısındaki azalma kendiliğinden olmuş gibi sunuluyor. (Hız sınırının düşürülmesinden sonra kaza sayısı önemli ölçüde azaldı.) "The company reduced its operating costs by 10%." cümlesinde ise şirket kasıtlı olarak maliyetleri azaltmıştır. (Şirket işletme maliyetlerini %10 azalttı.)

"Decrease" genellikle isim olarak da kullanılabilir: "There has been a significant decrease in crime rates." (Suç oranlarında önemli bir azalma oldu.) "Reduce" ise genellikle fiil olarak kullanılır, ancak isim olarak da kullanılabilir, ancak daha az yaygındır.

İşte birkaç örnek daha:

• Decrease: The temperature decreased gradually throughout the night. (Sıcaklık gece boyunca yavaş yavaş azaldı.)
• Reduce: We need to reduce our carbon footprint. (Karbon ayak izimizi azaltmamız gerekiyor.)
• Decrease: His weight decreased after he started exercising. (Spor yapmaya başladıktan sonra kilosu azaldı.)
• Reduce: The government is trying to reduce unemployment. (Hükümet işsizliği azaltmaya çalışıyor.)

Happy learning!