Flat vs. Level: İngilizce'de İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce'deki "flat" ve "level" kelimeleri Türkçe'deki "düz" kelimesinin karşılığı gibi görünse de, aralarında ince ama önemli farklar vardır. "Flat" genellikle yüzeyin tamamen düz ve yatay olduğunu, hiçbir eğim veya yükselti içermediğini vurgular. "Level" ise bir şeyin yatay ve diğer bir şeye göre aynı yükseklikte olduğunu ifade eder. Yani, "level" bir karşılaştırma içerirken, "flat" daha çok yüzeyin kendi halinin tanımını yapar.

Örneğin, "flat" kullanırken:

  • "The pancake is flat." (Tava düz.) Burada, pankek'in tamamen düz ve ince olduğunu vurguluyoruz. Hiçbir eğriliği veya çıkıntısı yok.
  • "The tire is flat." (Lastik patlak.) Burada, lastiğin düzleşmiş, havası çıkmış olduğunu anlatıyoruz.

"Level" kullanırken ise:

  • "The table is level with the floor." (Masa yerle aynı hizada/seviyede.) Bu örnekte, masanın yerle aynı yükseklikte olduğunu belirtiyoruz. Bir karşılaştırma söz konusu.
  • "Make sure the picture is level on the wall." (Resmin duvarda düzgün/seviyede olduğundan emin ol.) Burada, resmin eğri olmadığını, duvara paralel olduğunu ifade ediyoruz, yine bir karşılaştırma var.

Bir başka örnek; "flat" bir arazi geniş ve düz olabilir, ama "level" bir arazi aynı yükseklikteki bir alan anlamına gelir ve bu alan geniş veya dar olabilir.

İşte başka bazı örnekler:

  • "The land is flat and stretches as far as the eye can see." (Arazi düzdür ve göz alabildiğine uzanır.)
  • "We need to level the ground before we start building." (İnşaata başlamadan önce zemini düzleştirmemiz gerekiyor.)

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations