İngilizce'de "force" ve "compel" kelimeleri, ikisi de bir şeyin yapılması için baskı kurmayı ifade etse de, aralarında ince bir anlam farkı vardır. "Force" fiziksel veya tehdit içeren bir baskı anlamına gelirken, "compel" daha çok zorunluluk veya güçlü bir neden sonucu bir eylemi yapmaya zorlama anlamını taşır. "Force" genellikle istenmeyen bir eylemi yapmaya zorlamada kullanılırken, "compel" daha çok ahlaki veya sosyal bir zorunluluktan kaynaklanan bir eylemi ifade eder.
"Force" kelimesini düşündüğümüzde aklımıza fiziksel güç, şiddet veya tehdit gelebilir. Örneğin, birini bir yere gitmeye zorlamak için "force" kullanılabilir. İşte bir örnek:
Bu cümlede, polis kişinin itiraf etmesini fiziksel veya psikolojik baskı kullanarak sağlamıştır.
"Compel", ise daha çok içsel bir zorunluluk veya güçlü bir nedeni ifade eder. Bir durumun ya da vicdanın birini bir şey yapmaya zorlaması anlamına gelir. Örneğin:
Bu cümlede, kişinin yardım etmesi bir içsel zorunluluktan, bir ahlaki yükümlülükten kaynaklanmaktadır. Fiziksel bir baskı söz konusu değildir.
Başka bir örnek verelim:
English: The evidence forced the jury to reach a guilty verdict.
Turkish: Deliller jüriyi suçlu kararı vermeye zorladı. (Burada delillerin baskısı metaforiktir, fiziksel değil.)
English: His strong moral compass compelled him to speak the truth, even if it meant losing his job.
Turkish: Güçlü ahlaki pusulası, işini kaybetse bile gerçeği söylemeye zorladı. (Burada içsel bir zorunluluk, ahlaki bir yükümlülük söz konusudur.)
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, "force" daha doğrudan ve genellikle olumsuz bir çağrışım taşırken, "compel" daha incelikli ve bazen olumlu bir anlam da taşıyabilir.
Happy learning!