İngilizce'de "full" ve "packed" kelimeleri sıklıkla karıştırılıyor çünkü her ikisi de "dolu" anlamına gelebilir. Ancak, aralarında ince bir fark var. "Full" bir kabın veya alanın tamamen dolu olduğunu, kapasitesinin tamamının kullanıldığını ifade eder. "Packed", ise bir alanın çok sayıda şeyle dolu olduğunu, sıkışık ve kalabalık olduğunu belirtir. Başka bir deyişle, "full" kapasiteyle ilgiliyken, "packed" yoğunlukla ilgilidir.
Örneğin, "The bus is full." cümlesi otobüste yer kalmadığını, tüm koltukların dolu olduğunu anlatır. Türkçe karşılığı "Otobüs dolu." olur. Ancak "The bus is packed." cümlesi otobüste çok fazla insan olduğunu, insanların sıkışık bir şekilde oturduğunu ifade eder. Bu cümlenin Türkçe karşılığı ise "Otobüs tıklım tıklım dolu." veya "Otobüs çok kalabalık." olabilir.
Bir başka örnek olarak, "My bag is full of books." cümlesini ele alalım. Bu cümle çantanın kitaplarla tamamen dolu olduğunu, başka bir şey koyacak yer kalmadığını gösterir. Türkçe karşılığı "Çantam kitaplarla dolu." olur. "My bag is packed with books." cümlesi ise çantanın çok sayıda kitapla dolu olduğunu, belki de kitapların birbirine sıkıştırılmış olduğunu anlatır. Bu cümlenin Türkçe karşılığı "Çantam kitaplarla dolu dolu." veya "Çantam tıklım tıklım kitap dolu." olabilir.
Son bir örnek daha verelim: "The stadium is full." Stadın tüm koltuklarının dolu olduğunu anlatır. Türkçe karşılığı "Stadyum dolu." olur. "The stadium is packed." cümlesi ise stadın çok kalabalık olduğunu, insanların birbirine yakın durduğunu anlatır. Türkçe karşılığı "Stadyum tıklım tıklım dolu." veya "Stadyum aşırı kalabalık." olabilir.
Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi, "full" ve "packed" kelimeleri benzer anlamlara sahip olsalar da, kullandığımız bağlama göre farklı anlamlar taşıyorlar. Dikkatli bir şekilde kullanmak önemlidir.
Happy learning!