Hear vs. Listen: İngilizce'de İki Farklı Fiil

İngilizce'de "hear" ve "listen" fiilleri, Türkçe'deki "duymak" kelimesinin karşılığı gibi görünse de, aralarında önemli bir anlam farkı vardır. "Hear" istemsiz bir duyma eylemini, yani kulağınıza gelen bir sesi fark etmeyi ifade ederken, "listen" ise bilinçli ve dikkatli bir şekilde dinlemeyi anlatır. "Hear" pasif bir eylemken, "listen" aktif bir eylemdir.

Örneğin, "I heard a bird singing" cümlesinde, kuşun ötüşünü fark ettiğinizi, ancak özellikle dinlemek için çaba sarf etmediğinizi anlatırsınız. Türkçe karşılığı "Bir kuşun ötüdüğünü duydum" olur. Burada, kuşun sesi kulağınıza gelmiş ve siz de fark etmişsinizdir.

Ancak, "I listened to the bird singing" cümlesinde, kuşun ötüşünü özellikle dinlemek için çaba harcadığınızı belirtirsiniz. Türkçe karşılığı ise "Kuşun ötüşünü dinledim" olur. Burada, kuşun sesine odaklanmış ve dikkatlice dinlemişsinizdir.

Başka bir örnek verelim: "I heard a loud noise" (Gürültülü bir ses duydum) cümlesinde, ani ve beklenmedik bir gürültüyü fark ettiğinizi ifade edersiniz. Bu istemsiz bir eylemdir. "I listened to the teacher carefully" (Öğretmeni dikkatlice dinledim) cümlesinde ise, öğretmenin söylediklerine odaklanarak aktif bir şekilde dinleme eylemini gerçekleştirdinizi anlatırsınız.

Bir başka fark da "listen" fiilinin genellikle "to" edatıyla birlikte kullanılmasıdır. "Listen to the music!" (Müziği dinle!) gibi. "Hear" ise genellikle bu şekilde kullanılmaz.

Umarım bu açıklamalar "hear" ve "listen" arasındaki farkı anlamanıza yardımcı olmuştur.

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations