Hold vs. Grasp: İngilizcede İki Benzer Ama Farklı Fiil

İngilizce'de "hold" ve "grasp" fiilleri, Türkçe'deki "tutmak" kelimesinin karşılığı olarak kullanılsa da, aralarında ince bir anlam farkı vardır. "Hold", bir nesneyi tutmayı genel olarak ifade ederken, "grasp" daha sıkı, daha güçlü ve daha bilinçli bir tutuşu anlatır. "Grasp" genellikle nesneyi kontrol altına alma, kavrama veya anlama anlamına da gelebilir. Bu farkı örneklerle daha iyi anlayabiliriz.

Örneğin, "Hold my hand" (Elimi tut) cümlesi, basit bir tutuşu ifade ederken, "Grasp the rope firmly!" (İpi sıkıca kavra!) cümlesi, güçlü ve güvenli bir tutuşun gerekli olduğunu vurgular. İlk cümlede, sadece bir temas söz konusu; ikincisinde ise, ipin düşmemesi için güçlü bir kavrama gereklidir.

Başka bir örnek olarak, "He held the book" (Kitabı tuttu) cümlesi, kişinin kitapla herhangi bir şekilde temas halinde olduğunu anlatırken, "She grasped the opportunity" (Fırsatı yakaladı) cümlesi, fırsatı anladığını ve onu değerlendirmek için harekete geçtiğini gösterir. Burada "grasp" fiili, somut bir nesne tutmak anlamından ziyade, bir fırsatı anlama ve değerlendirme anlamına gelmektedir.

Bir başka ince fark da, "hold"un daha uzun süreli bir tutuşu ifade etme eğiliminde olmasıdır. "He held the baby for hours" (Bebeği saatlerce tuttu) cümlesinde olduğu gibi. "Grasp", genellikle daha kısa süreli bir eylemi ifade eder.

İşte birkaç örnek daha:

  • "Hold the door open for me, please." (Lütfen kapıyı açık tut.)
  • "He grasped the handle and pulled the door open." (Kulpuna tutundu ve kapıyı açtı.)
  • "I couldn't grasp the meaning of the poem." (Şiirin anlamını kavrayamadım.)
  • "She held onto her beliefs despite the criticism." (Eleştirilere rağmen inançlarına sıkıca bağlı kaldı.)

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations