İngilizce'de hem 'impossible' hem de 'unattainable' kelimeleri, bir şeyin elde edilemez olduğunu ifade eder, ancak aralarında ince bir fark vardır. 'Impossible', bir şeyin tamamen imkansız, gerçekleştirilemez olduğunu, fiziksel veya mantıksal olarak mümkün olmadığını anlatır. 'Unattainable' ise bir şeyin şu anda veya mevcut kaynaklarla elde edilemez olduğunu, ancak gelecekte veya farklı koşullar altında mümkün olabileceğini ima eder. Başka bir deyişle, 'impossible' mutlak bir imkansızlığı, 'unattainable' ise göreceli bir ulaşılamazlığı ifade eder.
İşte bazı örnek cümleler:
Impossible: "It's impossible to travel faster than the speed of light." (Işık hızından daha hızlı seyahat etmek imkansızdır.)
Unattainable: "Her dream of becoming a famous actress seemed unattainable at first." (Ünlü bir oyuncu olma hayali başta ulaşılamaz görünüyordu.)
Impossible: "It's impossible to be in two places at once." (Aynı anda iki yerde olmak imkansızdır.)
Unattainable: "With his current salary, buying that house is unattainable." (Mevcut maaşıyla o evi almak ulaşılamaz.)
Impossible: "That's impossible! You can't defy the laws of physics!" (Bu imkansız! Fizik kanunlarına meydan okuyamazsın!)
Unattainable: "Although the goal seemed unattainable, she persevered and eventually achieved it." (Hedefe ulaşmak ulaşılamaz görünse de, o azim gösterdi ve sonunda başardı.)
Görüldüğü gibi, 'impossible' kesin ve kalıcı bir imkansızlığı tanımlarken, 'unattainable' bir hedefin şu an için ulaşılamaz olduğu, ancak gelecekte veya farklı şartlar altında mümkün olabileceği anlamına gelir. Bu iki kelime arasındaki farkı anlamak, İngilizce'nizi daha doğru ve incelikli bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır.
Happy learning!