Invite mi, Request mi? İngilizce'deki İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce'de sıklıkla karıştırılan iki kelime "invite" ve "request"tır. Her ikisi de bir şeyin istenmesini ifade eder, ancak aralarında önemli bir fark vardır. "Invite", bir davet anlamına gelir ve genellikle sosyal bir etkinliğe katılma teklifi içerir. "Request" ise daha resmi ve genel bir istek anlamına gelir ve bir etkinliğe davet olmak zorunda değildir. "Request" daha çok bir şeyin yapılmasını veya verilmesini istemek için kullanılır.

Örneğin, arkadaşınızı doğum günü partisinize çağırmak için "invite" kullanırsınız:

  • İngilizce: I'm inviting you to my birthday party.
  • Türkçe: Doğum günü partime seni davet ediyorum.

Ancak, öğretmeninizden ödev teslim tarihini uzatmasını istemek için "request" kullanırsınız:

  • İngilizce: I'm requesting an extension on the homework deadline.
  • Türkçe: Ödev teslim tarihini uzatmanızı rica ediyorum.

Bir başka örnekte, bir restoranda menüyü istemek için "request" kullanabilirsiniz:

  • İngilizce: Could I request the menu, please?
  • Türkçe: Lütfen menüyü rica edebilir miyim?

"Invite" genellikle daha samimi ve kişisel bir çağrı veya teklifken, "request" daha resmi ve genellikle daha az kişisel bir taleptir. Bir iş görüşmesine çağrıldığınızda, "You are invited to an interview..." şeklinde bir cümle görürsünüz. Ancak patronunuzdan izin istediğinizde ise "I request a leave of absence..." gibi daha resmi bir ifade kullanmanız daha uygundur.

Bazı durumlarda, iki kelime de kullanılabilir ancak ton farklı olacaktır. Örneğin, bir toplantıya katılma isteğinizi ifade etmek için hem "invite" hem de "request" kullanılabilir, ancak "invite" daha samimi ve istekli bir duygu taşırken, "request" daha resmi ve belki de biraz daha çekingen bir ifade olur.

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations