Minor mı, Insignificant mı? İngilizce'de İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce öğrenirken karşılaşılan sıkıntılardan biri de benzer anlamlara gelen, ancak kullanım alanları farklı olan kelimelerdir. "Minor" ve "insignificant" kelimeleri de bunlardan ikisidir. Her iki kelime de "küçük" veya "önemsiz" anlamına gelse de, "minor" daha çok önem derecesinin düşük olduğunu, "insignificant" ise tamamen önemsiz, ihmal edilebilir olduğunu vurgular. "Minor" bir şeyin varlığını kabul ederken, "insignificant" neredeyse yok sayar.

"Minor" genellikle bir şeyin büyüklüğü, önemi veya ciddiyetinin diğerlerine göre daha az olduğunu belirtmek için kullanılır. Örneğin, bir kazada oluşan "minor injuries" (küçük yaralanmalar) hayatı tehdit etmezken, "insignificant details" (önemsiz detaylar) genel resme katkıda bulunmaz ve göz ardı edilebilir.

İşte birkaç örnek cümle:

  • "He suffered minor injuries in the accident." (Kazada hafif yaralandı.)
  • "That's a minor problem; we can easily fix it." (Bu küçük bir problem; kolayca çözebiliriz.)
  • "The difference in price is insignificant." (Fiyat farkı önemsiz.)
  • "Her contribution to the project was insignificant." (Projedeki katkısı önemsizdi.)
  • "It's a minor character in the story." (Hikayede küçük bir karakter.)
  • "The damage to the car was insignificant." (Arabada oluşan hasar önemsizdi.)

Görüldüğü gibi, "minor" belli bir önem düzeyi olduğunu kabul ederken, "insignificant" tamamen önemsizliği vurgular. Bu ince farkı anlamak, İngilizce'nizi geliştirmeniz için önemlidir. Bir şeyin “küçük” olduğunu söylerken, durumun ciddiyetine ve bağlama göre "minor" veya "insignificant" kelimelerinden uygun olanını seçmek gereklidir.

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations