İngilizce'de sık sık karıştırılan iki kelime "narrow" ve "tight"tır. Her ikisi de Türkçe'de "dar" olarak çevrilebilse de, anlamları arasında önemli farklılıklar vardır. "Narrow", bir şeyin genişliğinin az olduğu anlamına gelirken, "tight" sıkı, dar ve sıkıştırılmış bir hissi ifade eder. "Narrow" daha çok fiziksel ölçüleri tanımlarken, "tight" daha çok bir nesnenin bir şeye ne kadar sıkı oturduğunu veya bir şeyin ne kadar gergin olduğunu anlatır.
Örnek cümlelerle daha iyi anlayalım:
Narrow: "The road was narrow and winding." (Yol dar ve virajlıydı.) Bu cümlede, yolun genişliğinin az olduğunu vurguluyoruz.
Tight: "My shoes are too tight." (Ayakkabılarım çok sıkı.) Burada ayakkabıların ayağı ne kadar sıkıştırdığını anlatıyoruz. Genişlikten çok, sıkışmış olma hissi ön planda.
Başka bir örnek:
Narrow: "He escaped through a narrow gap in the fence." (Çitin dar bir aralığından kaçtı.) Yine, burada aralığın genişliğinin azlığı vurgulanıyor.
Tight: "The lid was tight on the jar." (Kavanozun kapağı sıkıca kapalıydı.) Bu cümlede kapağın kavanoza ne kadar sıkı oturduğunu, sıkıştırılmış olduğunu belirtiyoruz.
Daha bir örnek:
Narrow: "The river was narrow at that point." (Nehir o noktada dardı.) Nehrin genişliğinden bahsediyoruz.
Tight: "He wore a tight shirt." (Sıkı bir gömlek giydi.) Gömleğin vücuda ne kadar sıkı oturduğunu belirtiyoruz.
Umarım bu örnekler, "narrow" ve "tight" kelimeleri arasındaki farkı anlamanıza yardımcı olmuştur.
Happy learning!