Precious vs. Valuable: İki Kelimenin Arasındaki Fark

İngilizce'de sıklıkla karıştırılan iki kelime olan "precious" ve "valuable", aslında birbirlerinden oldukça farklı anlamlara sahiptirler. "Valuable", bir şeyin maddi değeri yüksek olduğunu, yani parayla ölçülebilir bir kıymeti olduğunu ifade eder. "Precious" ise daha çok duygusal değere, nadirliğe ve özel bir anıya bağlı bir anlam taşır; maddi değeri her zaman yüksek olmayabilir. Aslında, "precious" kelimesi, sahip olunan şeye duyulan sevgi ve bağlılığı vurgular.

Örneğin, "valuable painting" (değerli bir tablo) derken, tablonun piyasa değerinden bahsediyoruz. "That painting is valuable; it's worth thousands of dollars." (O tablo değerli; binlerce dolar değerinde.) Ancak, "precious photo" (değerli fotoğraf) derken, o fotoğrafın sizin için özel bir anıyı temsil ettiğini, belki de çok sevdiğiniz birini gösterdiğini ve bu yüzden size çok kıymetli olduğunu anlatıyorsunuz. "This photo is precious to me because it's from my grandfather's last birthday." (Bu fotoğraf benim için çok değerli çünkü dedemin son doğum gününden.)

Başka bir örnek: "valuable jewelry" (değerli mücevherat) — pahalı ve yüksek piyasa değerine sahip mücevherler. "precious memories" (değerli anılar) — maddi değeri olmayabilir ancak sizin için çok özel ve unutulmaz olan anılar.

"Precious" ayrıca nadir bulunan veya az bulunan şeyler için de kullanılır. "This antique coin is precious because it's extremely rare." (Bu antika para çok nadir olduğu için değerlidir.)

Bu iki kelimeyi cümle içinde kullanırken dikkatli olmak gerekir, çünkü yanlış kullanım anlamda kayıplara yol açabilir. Ancak, birkaç örnek cümleyle pratik yaparak aralarındaki farkı daha iyi kavrayabilirsiniz.

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations