İngilizce'de "probable" ve "likely" kelimeleri sık sık karıştırılır çünkü ikisi de bir şeyin olma olasılığından bahseder. Ancak aralarında ince bir fark vardır. "Probable" daha çok mantıksal çıkarımlara, kanıtlara ve istatistiklere dayalı bir olasılıktan bahsederken, "likely" daha genel bir olasılık, subjektif bir tahmin veya bir durumun gerçekleşme ihtimalinden söz eder. "Probable" daha resmi ve akademik bir tonda kullanılırken, "likely" günlük konuşmada daha yaygındır.

Örneğin, "It is probable that the suspect committed the crime" cümlesi, polis tarafından bulunan kanıtlar ve delillere dayanarak şüphelinin suç işlemiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eder. (Suçlunun suçu işlemiş olması muhtemeldir.) Bununla birlikte, "It is likely to rain tomorrow" cümlesi, hava durumu tahminlerine veya kişinin kendi hislerine dayalı, daha genel bir yağmur olasılığından bahseder. (Yarın yağmur yağması muhtemel.)

Başka bir örnek: "The team's probable starting lineup includes Smith and Jones." (Takımın muhtemel ilk 11'i Smith ve Jones'u içeriyor.) Bu cümle, koçun açıklamalarına veya takımın geçmiş performansına dayanarak belirli bir olasılıktan bahseder. Buna karşın, "He is likely to win the race." (Yarışı kazanması muhtemel.) cümlesi, koşucunun yeteneği veya önceki performansına dayalı, daha genel bir tahmin içerir.

"Probable" genellikle yüzde olarak ifade edilebilir bir olasılık sunarken, "likely" daha az kesin bir olasılıktan bahseder. "Probable" %70-80 gibi bir olasılığı temsil edebilirken "likely" daha geniş bir olasılık aralığını kapsar.

İşte birkaç örnek daha:

• Probable: "The probable cause of the fire was faulty wiring." (Yangının muhtemel sebebi arızalı kablolamaydı.)
• Likely: "She is likely to be late for the meeting." (Toplantıya geç kalması muhtemel.)
• Probable: "A probable outcome of this negotiation is a compromise." (Bu görüşmenin muhtemel sonucu bir uzlaşmadır.)
• Likely: "It's likely that he'll forget his keys again." (Tekrar anahtarlarını unutacağı muhtemel.)

Happy learning!