İngilizce'de sıklıkla karıştırılan iki kelime "represent" ve "depict"tir. Her ikisi de bir şeyi göstermekle ilgili olsa da, aralarında önemli bir anlam farkı vardır. "Represent" genellikle bir şeyi sembolize etmeyi, temsil etmeyi veya yerine geçmeyi ifade ederken, "depict" bir şeyi kelimelerle veya bir resimle ayrıntılı bir şekilde tasvir etmeyi, canlandırmayı anlatır. "Represent" soyut kavramları da temsil edebilirken, "depict" genellikle daha somut ve görsel bir betimlemeyi gerektirir.
Örneğin, "The flag represents the country" cümlesinde ("Bayrak ülkeyi temsil eder"), bayrak ülkenin sembolü olarak kullanılır. Burada bayrak ülkenin somut bir görüntüsünü vermez, sadece onu temsil eder. Ancak, "The painting depicts a beautiful sunset" cümlesinde ("Resim güzel bir günbatımını tasvir eder"), resim günbatımının ayrıntılı bir görsel tasvirini sunar. Renkler, ışık, gölgeler gibi ayrıntılarla günbatımını canlandırır.
Başka bir örnek verelim: "The data represents a significant increase in sales" ("Veriler satışlarda önemli bir artışı gösteriyor") cümlesinde, veriler satışlardaki artışı soyut bir şekilde temsil eder. Oysa "The novel depicts the struggles of a young woman in a foreign country" ("Roman, yabancı bir ülkede genç bir kadının mücadelelerini tasvir ediyor") cümlesinde, roman, kadının mücadelelerini ayrıntılı bir şekilde, bir hikaye anlatarak canlandırır.
Bir diğer önemli fark da, "represent" daha resmi bir tonda kullanılabilirken, "depict" hem resmi hem de gayri resmi metinlerde kullanılabilir.
İşte birkaç örnek daha:
Happy learning!