İngilizce'de sıklıkla karıştırılan iki kelime olan "rescue" ve "save", benzer anlamlara sahip olsalar da aralarında ince bir fark vardır. "Rescue" genellikle tehlikeli bir durumdan veya zor bir yerden kurtarmayı ifade ederken, "save" daha genel bir kurtarma anlamına gelir ve tehlike içermeyen durumlarda da kullanılabilir. "Rescue" daha aktif ve dramatik bir eylemi tanımlarken, "save" daha pasif veya günlük bir eylem olabilir.
Örnek cümleler:
- The firefighters rescued the cat from the burning building. (İtfaiyeciler kediyi yanan binadan kurtardı.) Burada "rescue", tehlikeli bir durumdan kurtarmayı vurgular.
- She saved the drowning child. (Boğulmakta olan çocuğu kurtardı.) Burada "save", tehlikeli bir durumdan kurtarmayı anlatır ama "rescue" kadar dramatik değildir.
- He saved money for a new car. (Yeni bir araba için para biriktirdi.) Bu cümlede ise "save", tehlike veya acil bir durumla ilgili değildir; para biriktirme anlamındadır.
- The police rescued the hostages. (Polis rehineleri kurtardı.) Yine burada "rescue", tehlikeli bir durumdan kurtarmayı gösterir.
- I saved the document before closing the computer. (Bilgisayarı kapatmadan önce belgeyi kaydettim.) Bu cümlede "save", bir şeyi güvenli bir şekilde saklama anlamındadır.
Görüldüğü gibi, her iki kelime de "kurtarmak" anlamına gelir fakat "rescue" daha çok fiziksel tehlike içeren durumlarda kullanılırken, "save" daha geniş bir kapsamda kullanılabilir ve maddi şeyleri de kapsayabilir. Dolayısıyla cümle içindeki bağlama dikkat etmek önemlidir.
Happy learning!