İngilizce'de sıklıkla karıştırılan iki kelime "show" ve "display"dir. Her ikisi de "göstermek" anlamına gelse de, kullanım alanları ve vurguladıkları noktalar farklıdır. "Show" daha çok bir eylemi, bir performansı ya da bir şeyi başkalarına sunmayı vurgular. "Display" ise genellikle bir nesnenin veya bilginin görünür bir şekilde sergilenmesini, teşhir edilmesini ifade eder. Basitçe söylemek gerekirse, "show" aktif bir gösteri vurgularken, "display" pasif bir sunum vurgular.
İşte bazı örneklerle konuyu daha iyi anlayalım:
Show: "He showed me his new phone." (Bana yeni telefonunu gösterdi.) Bu cümlede, kişi aktif olarak telefonunu gösterme eylemini gerçekleştiriyor.
Display: "The museum displays ancient artifacts." (Müze antik eserleri sergiliyor.) Burada müze, eserleri pasif olarak sergiliyor; aktif bir gösteri söz konusu değil.
Show: "They showed a movie at the cinema." (Sinemada bir film gösterdiler.) Film gösterme eylemi vurgulanıyor.
Display: "The store displays its products in the window." (Mağaza ürünlerini vitrinde sergiliyor.) Ürünlerin sergilenmesi, teşhir edilmesi vurgulanıyor.
Show: "She showed great courage." (Çok büyük cesaret gösterdi.) Burada "show" bir özellik ya da nitelik göstermek anlamında kullanılıyor.
Display: "The computer displays the results." (Bilgisayar sonuçları gösteriyor.) Burada bilgisayar, bilgileri ekranda sunuyor; aktif bir gösteri değil.
Bazen iki kelime de kullanılabilir, ancak anlamda ince bir fark oluşur. Örneğin, "show a picture" ve "display a picture" her ikisi de "bir resim göstermek" anlamına gelir. Ancak "show a picture" daha çok birine resmin gösterilmesi eylemini vurgular, "display a picture" ise resmin sergilenmesini, örneğin bir duvarda asılı olarak görünür olmasını vurgular.
Happy learning!