Trace vs. Track: İngilizce'de İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce'deki "trace" ve "track" kelimeleri, Türkçe'ye genellikle "iz sürmek" veya "izlemek" olarak çevrildiği için karıştırılabilir. Ancak, aralarında ince de olsa önemli bir anlam farkı vardır. "Trace" daha çok küçük, ince izleri bulmak veya takip etmek anlamına gelirken, "track" daha büyük, belirgin izleri takip etmeyi veya bir şeyin hareketini izlemeyi ifade eder. "Trace" genellikle daha az belirgin, daha zor bulunabilen izleri takip etmeyi gerektirirken, "track" daha kolay takip edilebilen izleri veya bir yolculuğu takip etmeyi içerir.

Örneğin, bir suçlunun "trace" edilmesi, parmak izleri, DNA örnekleri gibi küçük ipuçlarını bulup takip etmeyi gerektirir. "Track" ise bir hayvanın veya bir aracın hareketlerini, bıraktıkları açık izleri takip ederek belirlemeyi ifade eder.

İşte bazı örnek cümleler:

  • "The police traced the stolen car to a nearby town." (Polisler çalınan arabayı yakındaki bir kasabaya kadar izlediler.)
  • "The detectives traced the killer's movements through security camera footage." (Dedektifler katilin hareketlerini güvenlik kamera kayıtlarından takip ettiler.)
  • "We tracked the bear through the forest using its footprints." (Ayının ayak izlerini kullanarak onu ormanda takip ettik.)
  • "Scientists tracked the migration of the birds using GPS trackers." (Bilim insanları kuşların göçünü GPS izleyiciler kullanarak takip ettiler.)
  • "I can trace my family history back to the 17th century." (Aile geçmişimi 17. yüzyıla kadar takip edebiliyorum.)
  • "The software can track your online activity." (Yazılım çevrimiçi aktivitenizi takip edebilir.)

Görüldüğü gibi, her iki kelime de izleme anlamına gelse de, izlenen şeyin büyüklüğü ve izleme yönteminin zorluğu açısından farklılık gösterirler. "Trace" daha ince ve zorlu bir iz sürmeyi, "track" ise daha belirgin ve kolay takip edilebilir bir iz sürmeyi ifade eder.

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations