İngilizce'de "valid" ve "legitimate" kelimeleri sık sık karıştırılıyor çünkü her ikisi de "geçerli" veya "meşru" anlamlarına gelebiliyor. Ancak, ince bir anlam farkı var ve bu farkı anlamak, İngilizcenizi daha iyi kullanmanıza yardımcı olacaktır. "Valid," genellikle bir şeyin doğru, mantıklı veya kabul edilebilir olduğunu gösterirken, "legitimate" daha çok bir şeyin yasal, meşru veya haklı olduğunu vurgular. Başka bir deyişle, "valid" daha çok bir şeyin doğruluğuyla ilgiliyken, "legitimate" onun yasallığı ve meşruluğuyla ilgilidir.
Örneğin, bir bilet geçerli olabilir ("valid") ama sahte bir şekilde edinilmişse meşru ("legitimate") olmayabilir.
English: This ticket is valid for one month.
Turkish: Bu bilet bir ay boyunca geçerlidir.
English: Although he won the election, his victory was not considered legitimate due to widespread voter fraud.
Turkish: Seçimi kazanmasına rağmen, yaygın seçmen dolandırıcılığı nedeniyle zaferi meşru kabul edilmedi.
Bir argüman mantıklı ve doğru olabilir ("valid"), ama yine de ahlaki olarak meşru ("legitimate") olmayabilir.
Bir evlilik, yasal olarak düzenlenmişse meşru ("legitimate") kabul edilir. Ancak, evlilik cüzdanındaki bilgiler yanlışsa, bu evlilik belgesi geçersiz ("invalid") olabilir.
English: Their marriage is legitimate in the eyes of the law.
Turkish: Evliliklerinin kanun nazarında meşru bir geçerliliği var.
English: The document was deemed invalid due to incorrect information.
Turkish: Belge yanlış bilgiler nedeniyle geçersiz sayıldı.
Bir pasaportun geçerli ("valid") olması için belirli bir süre içinde yenilenmesi gerekir. Ancak, sahte bir pasaport asla meşru ("legitimate") değildir.
English: Your passport is still valid for another year.
Turkish: Pasaportunuz bir yıl daha geçerli.
English: He was arrested for using a illegitimate passport.
Turkish: Sahte pasaport kullanmakla tutuklandı.
Happy learning!