Value vs. Worth: İngilizce'de İki Benzer Ama Farklı Kelime

İngilizce'deki "value" ve "worth" kelimeleri birbirine çok benziyor ve çoğu zaman aynı anlamda kullanılabiliyor gibi görünüyor, ancak aralarında ince bir fark var. "Value" genellikle bir şeyin parasal veya pratik değeriyle ilgiliyken, "worth" daha çok bir şeyin öznel değerini, yani birine ne kadar önemli olduğunu ifade eder. "Value" nesnel bir kavramı, "worth" ise daha çok öznel bir kavramı temsil eder.

Örneğin, "This antique vase has a high value" (Bu antika vazo yüksek bir değere sahip) cümlesinde "value", vazonun piyasa değerinden, satılabileceği fiyattan bahseder. Ancak, "This antique vase is worth more than money to me" (Bu antika vazo benim için paradan daha değerli) cümlesinde "worth", vazonun kişisel önemini, duygusal değerini vurgular. Para ile ölçülemeyen bir değerden bahseder.

Başka bir örnek olarak, "The company places a high value on its employees" (Şirket çalışanlarına yüksek değer veriyor) cümlesinde "value", şirketin çalışanlara verdiği önemi, onlara sağladığı fırsatları, maaşları gibi somut şeyleri ifade eder. "Her time is worth more than she's being paid" (Onun zamanı, ona ödenenden daha değerli) cümlesinde ise "worth", kişinin zamanının öznel değerini, yapacağı işin değeriyle kıyaslanmasını gösterir. Bu durumda, maddi karşılığından daha önemli bir değerden bahseder.

Bir şeyin "value"sini belirlemek genellikle daha kolaydır; piyasa araştırması veya mali analizlerle bulunabilir. Ancak bir şeyin "worth"ünü belirlemek daha özneldir ve kişinin kişisel deneyimlerine, inançlarına ve önceliklerine bağlıdır.

"The value of this painting is estimated at $1 million." (Bu tablonun değeri 1 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.)

"The experience was worth every penny." (Deneyim her kuruşuna değdi.)

Happy learning!

Learn English with Images

With over 120,000 photos and illustrations