İngilizce'de "verbal" ve "spoken" kelimeleri çoğu zaman birbirinin yerine kullanılsa da, aralarında ince bir fark vardır. "Spoken" kelimesi, kelimenin tam anlamıyla konuşulan, sesli olarak ifade edilen her şeyi tanımlar. "Verbal" ise, sözlü iletişimi kapsar, ancak bu iletişimin mutlaka sesli olması gerekmez. Yazılı bir iletişim de verbal olabilir. Örneğin, bir mektup verbal iletişimdir, ancak spoken değildir.

"Spoken" kelimesini genellikle konuşma eylemini vurgulamak için kullanırız. Örneğin:

• "He gave a spoken presentation." (Sözlü bir sunum yaptı.)
• "I prefer spoken communication to written communication." (Yazılı iletişime göre sözlü iletişimi tercih ederim.)

"Verbal" kelimesi ise sözlü iletişimin bir aracı olduğu durumlarda kullanılır. Bu iletişim sesli veya yazılı olabilir. Örneğin:

• "She received a verbal warning from her boss." (Patronundan sözlü bir uyarı aldı.) Burada uyarı, yüz yüze veya telefonla yapılmış olabilir.
• "The agreement was verbal, not written." (Anlaşma yazılı değil, sözlüydü.) Bu durumda anlaşma, konuşma yoluyla yapılmıştır.

Diğer bir örnek olarak, "verbal abuse" (sözlü taciz) sadece sesli olarak yapılan bir tacizi ifade ederken, "verbal instructions" (sözlü talimatlar) hem yazılı hem de sesli talimatları kapsayabilir. Yazılı talimatlar da teknik olarak "verbal"dir çünkü sözcüklerle ifade edilmişlerdir.

İşte size farkı daha net gösteren bir karşılaştırma tablosu:

| Kelime | Anlam | Örnek | Türkçe Çeviri | |--------------|----------------------------------------------|----------------------------------------------|---------------------------------------------| | Spoken | Sesli olarak söylenen, konuşulan | The speech was spoken in English. | Konuşma İngilizce olarak yapıldı. | | Verbal | Sözlü, kelimelerle ifade edilen (sesli veya yazılı) | The agreement was verbal, not written. | Anlaşma yazılı değil, sözlüydü. |

Umarım bu açıklamalar size "verbal" ve "spoken" kelimeleri arasındaki farkı anlamanıza yardımcı olur.

Happy learning!