İngilizce'de "visit" ve "call" kelimeleri bazen karıştırılabiliyor çünkü her ikisi de bir yer veya birini ziyaret etme anlamına gelebilir. Ancak, aralarında önemli bir fark var. "Visit" genellikle daha uzun ve daha planlı bir ziyaret anlamına gelirken, "call" daha kısa ve daha resmi olmayan bir ziyaret veya telefon görüşmesini ifade eder. "Visit" genellikle bir yer veya bir kişiyle zaman geçirmek için planlı bir seyahat anlamına gelirken, "call" hızlı bir ziyaret veya kısa bir sohbet olabilir.
Örneğin, "I visited my grandmother last weekend." cümlesi, büyükannemi geçen hafta sonu uzun bir süre ziyaret ettiğimi anlatır. (Geçen hafta sonu büyükannemi ziyaret ettim.) Bu cümlede, ziyaretin uzun ve planlı olduğunu anlıyoruz. Öte yandan, "I called on my friend yesterday." cümlesi, arkadaşımı dün kısa bir süre ziyaret ettiğimi veya ona uğradığımı ifade eder. (Dün arkadaşımı ziyaret ettim/uğradım). Bu durumda ziyaret kısa ve daha az planlıdır.
Telefon görüşmeleri için de farklı kullanımları vardır. "I'll call you later." (Seni daha sonra arayacağım) cümlesi bir telefon görüşmesi anlamına gelirken, "I'll visit you later" (Seni daha sonra ziyaret edeceğim) cümlesi, fiziksel olarak bir yer ziyaret etme anlamına gelir. Bir doktora gitmek için "I'll visit the doctor" (Doktora gideceğim) derken, acil bir durum için "I'll call the doctor" (Doktoru arayacağım) diyebilirsiniz.
Bununla birlikte, bazı durumlarda iki kelime de birbirinin yerine kullanılabilir, ancak anlamda ince bir fark olabilir. Örneğin, "I visited my friend" (Arkadaşımı ziyaret ettim) ve "I called on my friend" (Arkadaşımı ziyaret ettim/uğradım) cümleleri benzer anlamlar taşır, ancak ikincisi daha kısa ve daha az resmi bir ziyaret ima eder.
Bir diğer önemli nokta ise, "call" kelimesinin “çağırmak” anlamına da gelmesidir. Örneğin, "Call the waiter!" (Garson çağır!) cümlesi, garsonun çağrılması gerektiğini ifade eder. Bu kullanım "visit" kelimesiyle karıştırılmamalıdır.
Happy learning!