İngilizce'deki "zone" ve "sector" kelimeleri bazen birbirlerinin yerine kullanılabiliyor gibi görünse de, aslında önemli farklılıklar taşıyorlar. "Zone," genellikle coğrafi bir alanı veya belirli bir özellik paylaşan bir bölgeyi ifade ederken, "sector" daha çok bir faaliyet alanını veya ekonomik bir bölümü tanımlar. "Zone," daha geniş ve daha az yapılandırılmış bir alanı anlatırken, "sector" daha belirli ve organize bir bölümü ifade eder. Bu farkı örneklerle daha iyi anlayabiliriz.
Örnek olarak, "a no-fly zone" (uçakların uçmasına izin verilmeyen bölge) "uçakların uçmasına yasak bölge" anlamına gelir. Burada belirli bir coğrafi alanın özel bir kurala tabi olduğunu görüyoruz. Diğer yandan, "the technology sector" (teknoloji sektörü) "teknoloji sektörü" anlamına gelir. Bu örnekte ise belirli bir ekonomik faaliyet alanından bahsediyoruz.
Başka bir örnek olarak, "a war zone" (savaş bölgesi) "savaş bölgesi" anlamına gelirken, "the public sector" (kamu sektörü) "kamu sektörü" anlamını taşır. Birincisi coğrafi bir alanı belirtirken, ikincisi ekonomik bir alanı tanımlar.
"The residential zone" (konut bölgesi) "konut bölgesi" demektir. Bu, belirli bir tip yapının yoğun olarak bulunduğu bir coğrafi alanı anlatır. "The financial sector" (finans sektörü) ise "finans sektörü" anlamına gelir ve belirli bir ekonomik faaliyet alanını tanımlar.
"They live in a quiet residential zone." (Sessiz bir konut bölgesinde yaşıyorlar.) "They work in the agricultural sector." (Tarım sektöründe çalışıyorlar.) Bu örneklerdeki farkı daha net görmenizi sağlayacaktır.
Happy learning!